Category Archives: özel

TAŞINDIK Kİ BİZ !

Şimdilik burayla işimiz bitti, belki ileride burasıyla ilgili farklı bir şeyler düşünebilirim, ancak şimdilik paylaşımlarıma

http://siyasisimgemvar.wordpress.com/   
adresinden devam edeceğim Allah kısmet ederse.. Beklerim 🙂

CESARET

♫♪ Yadıma Düştün

-Hayal Ürünüdür-

“Öyle bir gittin ki..Sanki ‘geleceğim bekle’ der gibi…Sen hiç gelmeyeceksin bense hep seni  bekliyor olacağım sanırım..”

Günlerden bayram..Kırmızı pabuç giyecek yaşı geçtiğime en çok üzüldüğüm gündür bayramlar..Sokaklarda hep küçük kızlar görürüm..mutludurlar,gülümsemek böyle bir şey olsa gerek derim onları görünce..kırmızı pabuç ve iki yandan örülmüş saçlarıyla çok sevimli gelirler bana..Yine öyle bir bayram işte.Sabah, ışıltısını küçük sevimli kızlardan almış gibiydi.Ezan okunduğunda bi huzur kapladı içimi..sanki sen namazı kılıp eve gelecekmişsin gibi geldi..kahvaltıyı yapacakmışız birlikte..Elini öpüp bayramını kutlayacakmışım gibi..Sanki gülümseyecekmişsin ve asıl ben senin elini öpeyim deyip ellerime sarılacakmışsın gibi..en çok bana bakarken gülen gözlerini hatırlıyorum..ve en çok gözlerini özlüyorum..sanırım en çok gözlerime baktın sen..ondan bu özlem..ben hayallere dalmışken daha çok ışık girdi odaya..
Beklediğim gibi olmadı hiçbir şey.kahvaltı sofrasına yalnız oturdum,kapı da çalınmadı hiç üstelik..çatal bıçak sesleri bölmedi kahvaltımı..dün bir demet papatya almıştım..arada onun kokusu geliyor işte..’seviyor’ ‘sevmiyor’ yapmak için çok geç sanırım..
Papatyalara bakarken aklıma bana hediye ettiğin kolye geldi..senden kalan hatıraların bir tanesini bile atmadım biliyor musun?..hatta geçen bir kağıt parçası buldum..katlanmış,yıpranmış..ilk gittiğimiz sinema filminin biletiymiş meğer..üzülmedim ama görünce..sevindim bile.ne güzel bir duygu katmışsın benliğime..aşk falan değil bu..aşk bu kadar basit olamaz.sevmek değil,özlem değil,yaşamak gibi,ölmek gibi derin bir duygu..ben daha kimse de görmedim..
ben işte böyleyim..seni düşünürken akşam etmişim yine..kahvaltı sofrasında elimde bir bardak çaylayım hala…yüzümde bıraktığın tebessümleyim..
kolyeyi aldım gidip kutudan,papatyalar boynumda artık..sanki bir huzur kaplıyor içimi senden kalan bir şey üzerimde olunca..garip bir his bu…kolyeyi verirken söylediklerin geldi aklıma.o kırık tebessümün..en son gözlerime baktığın gündü.belki bundan bu kolyeyi çok sevişim..
ben hiç vazgeçmedim biliyor musun..çok uzun zaman oldu ama vazgeçemedim..herkeste seni gördüm..seni aradım..sen arkana bakmadan giderken benimkisi aptalca biliyorum..
Papatyalar düştü bir anda boynumdan..kırılmış..tamir edilemeyecek yerden kırılmış dedi usta..öyle dedim..tamir edilemez.verin siz bana onları kutuya kaldırayım..

Dahiye Mektup

Bazen iç sesimi duyduğunu düşünüyorum..ya da hissetmek..ne dersen de ona..yapmaz diyorum ben iç sesime..sen de beni haksız çıkartmak ister gibi yapıyorusun yapmaz dediklerimi bir bir.. gidişe yol yordam hazırlıyorsun..anlıyorum..
ben bir dahiyim dediğinde haklısın demeliydim..haklıydın sen bir dahisin..senden başka kimse böyle güzel gidemezdi..sessiz,dikkat çekmeden ama fırtına gibi eserek..
vurmuşsun sen bana…susarak vurmuşsun..izleri, gittiğinde göründü aynalara..geç artık..
sen bir dahiydin evet..ben böyle gidiş görmedim daha..ama yine de..
dur diyebilmek isterdim sana..dur diyemeyecek kadar uzağım biliyorum..
Bir insan böyle gitmeli işte dedirtiyorsun..Arkasında yarım da olsa bir tebessüm bırakabilmeli..Evet bunu yapabilmeli..Düşman olmamalı giderken..Vurdulu kırdılı değil sessiz gitmeli..
Sen bir dahisin dostum..güzel geldin ve güzel gidiyorsun..güzel hatırlanacaksın…
Huzur hep kovalasın seni..

SAHTE

Ay ışığı der durursun..

Künye

gecenin tam üç\’ünde

-MURAT

Otobüs yolculuklarını çok severim.gitmek istediğim yere hızlı gitmek gibi bi derdim yoksa öncelik otobüs olmalı..yalnız yapılan otobüs yolculuğu çekici gibi dursa da sevdiğin biriyle yapılan çok daha eğlenceli olabiliyo..Hatta kullandığın güzergah çoğunlukla aynıysa,kullandığın firma aynıysa ve gittğin saatler benzerse birbirne aynı muavinlerle karşılaşman kadar doğal bişey yok..Muavin muhabbetleri çok eğlenceli olur..Eğer ön koltuklardaysan şöför-muavin atışmalarını dinleyebilirsin..Muavinlerin hareketlerini takip edebilir,hatta onlar hakkında fikir edinebilirsin bu gözlemlerle..

Muavinler-bazı kesimlerde maavin olarak da bilinir- otobüs hareket ederken artistik bi hareketle kolonyayı ellerine döker ardından güzelce saçlarını sıvazlarlar..Ve aynısını otobüs terminale yaklaşınca yine yaparlar..Bir diğer saptama ise yolcuların kırmızı düğmeye basmasıyla birden superman gibi hisseder kendini ve sadece ‘su’ isteyen yolcuya sanki hayat bahşetmiş gibi mutlu ve huzurlu olur..’Buralar hep benim’ edasıyla şöförün yanındaki yerini alır tekrardan..Daha önceki yolculuklardan tanıdığı yolculara karşı farklı bi tutumu vardır..Onları artık benimsemiştir ve daha bi ilgili olur, yanından geçerken bıyık altı gülümsemeyle seni hatırladım demek ister sanki..Şöförle konuşurken yolcuya inceden laf atmalar da cabası..Muavinler hep ilgimi çekmiş ve her fırsatta da konuşmak istemişimdir..Tanıdık yolculardan olmuşluğum da çoktur..

Yol hikayeleri adı altında baktığımızda herkesin hayatında çok fazla  anısı mevcuttur..Benim yol hikayelerime baktığımda her andığımda gülümseten durumlarım var..

İstanbul-Kayseri otobüs yolculuğunda iki ‘tanınmış’ yolcuyduk;kuzenim ve ben..Pek çok kez aynı saatlerde ve aynı firmayla gitmişliğimiz vardır..Yol uzun ve bir süre sonra can sıkılmakta..Walk-man modası almış başını gidiyor..-Eğer ismini yanlış yazdıysam alınmasın bana woltmen diyen de mevcut biliyorum..- Eğer yanlışsa bunun tek sebebi olabilir benim hiç walk-man’im olmadı..O yıllarda benim yuvarlak,masa üstünde dönen dünya haritaları vardır ya heh işte ondan az biraz daha büyük bi radyom vardı..mavi-gri renklerde..İster pille ister fişle çalıştırabiliyodum..Kasetlerim vardı..Düş Sokağı Sakinleri ve Duman favorimdi..Kuzenim bize geldiğinde radyomu büyük heycanla çalıştırır.Bi Düş sokağı bi Duman bazende FM’li radyo dinlerdik 🙂

İşte bu yolculuklarda hep şimdi evde olsak da Düş sokağından ‘sevdan bir ateş’i dinlesek diye hayıflanırdık..

Ve bigün şoförün hemen arkasındaki koltukta yerimizi almıştık..Muavin yine bıyık altı gülümsemesiyle sizi tanıdım mesajını veriyordu..Ancak  bu sefer her şey aynı değildi..Artık yanımızda mavi-gri radyomda vardı..Market poşetine koyduğumuz radyomuz..Otobüsün hareket etmesiyle kulaklık girişine kulaklığımızı taktık,yol Murat’ın huzur dolu sesiyle daha bi anlamlı geldi bana… 🙂

Red-diye

“Her sey ziddiyla vardir derler” biz de öyleyiz herhalde.. Biri isterken biri istemez, digeri isteyince, öbürü vazgeçer..’İkisi ister bu sefer de kader reddeder..’
Tam mutluluğu bulan var mı diye sorsam cevap veren olurmu ki..Sanmam..Hep bi ‘eksik’ olur muhakkak..Olmalıdır belki de..Bi parça da olsa mutlu olmak istiyosa biraz acılardan geçmeli insan..Mutluluğun ne demek olduğunu bilmeli..Ki mutluğun içine düştüğünde afallayıp elinden kaçırmamalı..-fell in happy- 🙂
Mutluluğa değil de konumuza doğru gidersem eğer..reddedilmek farklı bi olgu..ve kim ne derse desin her iki tarafı da etkileyen bir olgu..hem reddeden hem reddedilen nasibini alır bundan..Biz bu sayımızda kadın erkek ilişkilerindeki reddiyeleri ele alıcaz 🙂
Reddeden(kadın):genel olarak üzülür, vicdanı sızlar,ama bi süre sonra unutur veyahutta hiç takmaz..çokça reddetmiştir nasılsa..Kimisi de bir ömür aklının bi köşesine yazar bunu..Bir ömür vicdan yapar..O ruh haliyle hiç vedalaşmaz..Malum abartmak kadınların bilinen özelliklerindendir..
Reddeden (erkek): buna çok sık rastlanmaz çünkü çoğunlukla herşey kadının hakimiyetindedir 🙂 o isterse olur zaten..Ama diyelim ki bu örnek hayata geçti..Reddeden erkek genellikle hiç umursamaz,üzülmez,ertesi güne değil dakkasına unutur 🙂
Reddedilen..İşte bu daha hassas olan taraf..Reddedilen bi kadınsa eğer ve bu kadın hırslıysa erkeğin hayatına bir şekilde zorla girmeye çalışacaktır..Başarır da ona zarar da verir ama neye yarar istenmeyendir..Bunu kabul etmeli ve daha da önemlisi bir kadın gururlu olmalıdır..Eğer gururluysa zaten meselenin peşini bırakmalı ve akıllıca davranıp karşı tarafın vicdanını sızlatmalıdır..Genel olarak bilinen bişey vardır ki kendini acındıran bayanlar -tabi bunu çaktırmadan yapanlar-daha çok revaçtadır.. 🙂
Reddedilen taraf erkekse eğer yapabileceği birkaç  şey var ..
İlk seçenek meselenin peşini bırakmaz,kız evi naz evi mantıgını kendine ilke bilir bi daha bi daha dener..İşte bu ‘isteyen erkek’tir..Toplumca çokca benimsenmiş bi tarzdır bu..ve ilgi görür..Belki başarır amaca ulaşır..belki de olmaz..ama yapmadım,emek sarfetmedim diyemeycektir ve tarih onla gurur duyacaktır…
İknci seçenek zaten kendine güveni olmayan bir erkektir ve iyice sıfırı görür yerle yeksaan olur,bi süre odadan çıkmaz,hapseder kendini,suyla yaşar..pek sesi çıkmaz..ve toplum da onu bi süre sonra unutur,dışlanır..
Üçüncü seçenek akıllı erkek..Ya da akıllı geçinen erkek..Reddedilceğini hissettiği anda geri adım atar ve beni sen reddetmedin ben seni bırakıyorum diyerek kendini avutur..Burdan o tiplere sesleniyorum..Siz reddedildiniz haberiniz olsun..Hiç kendinizi kandırmayın..
En başta dediğim gibi bir de iki taraf ister ve kader reddeder..Buna yapacak hiç bir şey yoktur işte..Hayatını teslimiyet üzerine kurmalıdır bi insan..Kaderin reddi hiç bişeye benzemez..Sadece teslimiyeti gerektirir..Belki reddiyelerin içinde en ağırı ve kabulu zor olanı budur..Bi kadın veya bi erkek unutulur ama kader asla unutulmaz..
Genel olarak baktığımızda reddiye başlı başına soğuk ve itici bir kelime..Aynı şekilde içini dolduran olaylar da aynı ayarda soğuk ve itici..Ama başta da dediğim gibi herşey zıddıyla mevcut yeryüzünde kabulün olduğu gibi reddin de önemli bir yeri var..Ve bir zaman kabul görmüş bi insan bir gün gelip de ‘reddiye’yle karşılaşabilir..Aynı şekilde, payına hep reddiye düşen biri de bir gün Kabul görecektir..

-Yalınız-

Ne yazcağını bilmeden yazıya başlamak…Şuan herşey lehime sanki…hadi yaz diye fırsat kollar gibi.ama şuan yapacağım tek sey saçmalamak olur..ve haliylen saçmalıyorum..

konumuza dönersek tanımadığın,veya sevmediğin,tiksindiğin birini tiwitır da folow etmek gibi durumum..sebebini bilmemek..sanırım evet doğru tanım bu..sebebini bilmemek veyahutta sebepsiz diyebiliriz kısa yoldan..

ben doğunca sarılık olmuşum..-neden ismi böyledir hiç bilmem- gözlerim maviymiş o zaman..şuan ne renk mi? görenlerin siyah diye benle kavga ettiği derecede kahverengi..siyah değil ama..kahverengi!! 1 yaşına yakın değişmiş renkleri..bazen diyorum iyiki kahverengi olmuş..-yalan tabi- ama ben renkli görüyorum herşeyi gözlerimin renginin ne önemi varki diyerekte avutuyorum kendimi..sonra işte doktorlar demiş ki bu böyle olmaz..kanını değiştirmemiz gerek..bi kolumdan kanım alınırken diğer kolumdan temiz kan verilecekmiş..babam 22 yaşında ozaman…cebinde ne kadar para var ben bilmem söylemez bize..tek bildiğim hastane masraflarına yetmeyeck kadar olduğu..ilaçları alıp parayı daha sonra getirmeyi teklif etmiş..kabul etmemişler..günlerden hangi günse ben bilmem artık o kısmını..işte gün gece olana kadar para bulmaya çalışmış..bulamamış..nihayetiyle gece olmuş..hastane bankına geri dönmüş..ve sabaha kadar oturmuş bankta..annem de başucumda..

sabah bişeyciğim kalmamış..ilaçlara falan, kan değiştirmeye gerek kalmadı haberi geince bizmki rahatlamış tabi..

ama şimdi babama her baktığımda saçlarındaki kırlar bana o geceyi hatırlatıyo..bir kaç tanesi o geceden kalma…hangileri o geceden kaldı bilebilsem keşke..

Kiskanirsin!

Posted on

Kiskanirsin once

basindan asagi kaynar sular dokulur…

“noluyoz lan!” der tekrar tekrar dusunursun..

Bir turlu yediremezsin kendine ama

yemissindir bi kere

icerlerine kadar islemistir…

kurdugun tum hayalleri tekrar suzersin…

sinirden kudurursun…

Kiskancliktan Kudurursun!

basta 3. sahsin agzindan burnundan getiresin gelir,

yok der, o kadar Sahiplendigine gecersin…

O`na da toz konduramaz, kendine donersin!

“Al iste” dersin, “olacagi buydu! Otur izle simdi olanlari!

Sen misin, kendini kaptirip, Onun hayaliyle gune baslayip bitiren,

Gereginden fazla ustune dusup, iyiden iyiye sahiplenen!

Al iste!”

Bir sure sonra ayilmaya baslarsin!

“neler uydurdun gene kafandan,

Birak naparsa yapsin” dersin…

Ama yemissindir bir kere!

Kiskanirsin,

Basindan kaynar sular dokulur…

ve sonunda “ALLAH” dersin, “Bize yeter, O ne guzel Vekil`dir!

ENDLESS-NESS

Neyse..

‘Endless’ nerdesin ? Seni arıyorum heryerde..Heryere baktım..Seni ararken mevsimler değişti..Yağmurlar yağdı..Her bir yağmur damlasının altına baktım..Bulutların arasına,dağ eteklerine..Sonra dışarda aramaktan vazgeçtim..Hücrelerime baktım tek tek.. Ve parmak uçlarıma..Kendimde aradım..

Yoksun..

Sonra..Köşebaşlarına sordum seni..’üstünde ‘bahar’ olan burdan geçti mi’ diye..Bilmiyorlar..Kimseye görünmüyorsun sanırım..

-Saklandın mı ‘End..’-

Olsun ben ararım ki yine  seni..Seni göreceğim güne kadar her sözüm sanadır..Sana ithaftır..